Varis Tanısı Nasıl Konulur?

Varis tanısı, günümüzde gelişmiş teknoloji ve donanımlar sayesinde hızlı ve etkili bir şekilde konulabilmektedir. Varis tanısında temel yöntem, doktorun yapacağı fizik muayenedir. Bu muayene sırasında doktor, hastanın hem oturur hem de ayakta olduğu pozisyonlarda varisli damarları inceleyerek varis varlığını ve ciddiyetini gözlemler. Ayrıca, hasta tarafından bildirilen ağrı veya diğer şikayetler değerlendirilerek varis belirtilerine yönelik bilgi toplanır.

Varis tanısında en yaygın kullanılan yöntem Renkli Doppler Ultrasonografi (Doppler USG) işlemidir. Bu yöntem, ses dalgalarını kullanarak kan akışını izleyen non-invaziv (girişimsel olmayan) bir testtir. Doppler USG sayesinde toplardamarların genel yapısı detaylı bir şekilde görüntülenebilir; varisli damarlar, damarlarda olası pıhtılar ve kapakçıklardaki bozukluklar tespit edilebilir. Doppler USG’nin sağladığı net veriler, tedavi sürecinde hangi yöntemin tercih edileceğini belirlemede oldukça önemlidir.

Varis Tedavisinde Neden Ameliyatsız Yöntemler Tercih Edilir?

2000’li yılların başına kadar varis tedavisinde en sık başvurulan yöntem klasik varis ameliyatıydı. Ancak bu yöntem, ciltte kesik oluşması ve operasyon sonrası uzun iyileşme süreci gibi bazı dezavantajlara sahipti. Ameliyat sırasında kasık bölgesinde yara yeri enfeksiyonu riski bulunurken, cilt kesikleri nedeniyle iz kalması da özellikle kadın hastalar için estetik bir sorun teşkil ediyordu. Ameliyat esnasında genel veya spinal anestezi uygulandığı için bu yöntem, anesteziye bağlı riskleri de içeriyordu.

Klasik varis ameliyatı sonrası hasta, ameliyat gecesi hastanede kalmayı gerektirir ve ertesi gün taburcu edilebilir. Ancak işlem sonrası hasta konforu düşük seviyededir. Ameliyata bağlı ağrı, bacakta morluk oluşması ve sinir hasarına bağlı uyuşukluk gibi yan etkiler sık görülmektedir. Günlük aktivitelere dönüş ise genellikle bir hafta veya on gün sürebilmektedir. Bu nedenlerle, günümüzde ameliyatsız tedavi yöntemleri, minimal riskler ve konforlu bir iyileşme süreci sundukları için daha çok tercih edilmektedir.

Varis Tedavisinde Ameliyatsız Yöntemler Nelerdir?

Günümüzde varis tedavisinde ameliyatsız yöntemler popüler hale gelmiştir. Bu yöntemler arasında lazer tedavisi, radyofrekans ablasyon, skleroterapi ve köpük tedavisi gibi çeşitli uygulamalar bulunmaktadır. Bu yöntemlerde, genellikle lokal anestezi veya hafif bir sakinleştirici uygulanır ve hastalar işlem sonrası hızlı bir şekilde günlük hayatlarına dönebilir. Ameliyatsız yöntemler, daha kısa sürede iyileşme ve estetik olarak daha iyi sonuçlar sağlamaları nedeniyle avantajlıdır.

Varis Oluşumunda Risk Faktörleri

Varis gelişiminde bazı risk faktörleri ön plana çıkmaktadır:

  1. Yaş: Yaş ilerledikçe toplardamar kapaklarında gevşeme meydana gelir ve varis oluşma riski artar.
  2. Cinsiyet: Kadınlarda görülen hormonlar, damar duvarlarında gevşemeye neden olur. Özellikle hamilelerde ve doğum kontrol hapı kullananlarda varis daha yaygındır.
  3. Aile Hikayesi: Varis, genetik yatkınlık gösterir. Ailesinde varis geçmişi olan kişilerde bu rahatsızlık daha sık görülür.
  4. Yaşam Biçimi: Uzun süre ayakta kalan veya oturarak çalışan kişilerde kan sirkülasyonunun zayıflaması nedeniyle varis riski yüksektir.
  5. Obezite: Fazla kilolar, damarlarda artan basınç nedeniyle varis oluşumunu tetikler.

Varisin Belirtileri Nelerdir?

Varisler, estetik bir sorun olarak görülse de bazı kişilerde yaşam kalitesini düşüren şikayetlere yol açabilir. Varis belirtileri şunlardır:

  • Bacaklarda ağrı ve ağırlık hissi
  • Uzun süre ayakta durma veya oturma sonrası yorgunluk
  • Ayaklarda yanma ve bacak kaslarında kramp
  • Bacakta şişlik ve varis bölgelerinde kaşıntı
  • Varis çevresinde deri değişiklikleri ve ince damar duvarlarına bağlı kanamalar

Bu belirtiler, varislerin ileri düzeyde olduğunu ve tedavi gerektirebileceğini işaret edebilir.

Varis Oluşumunu Önlemek İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler

Varis oluşumunu önlemek için bazı yaşam tarzı değişiklikleri faydalı olabilir:

  • Düzenli Egzersiz Yapmak: Düzenli egzersiz, kan dolaşımını artırarak toplardamar sağlığını korur.
  • Fazla Kilolardan Kurtulmak: İdeal kiloda kalmak, bacaklardaki damarlara baskıyı azaltarak varis oluşumunu önler.
  • Uzun Süre Ayakta veya Oturarak Çalışmaktan Kaçınmak: Uzun süre hareketsiz kalmak varis riskini artırabilir, bu nedenle hareket etmeye özen göstermek gerekir.
  • Otururken Bacakları Uzatmak: Bacakları yüksekte tutarak kan akışını iyileştirmek mümkündür.
  • Dar Kıyafetlerden Kaçınmak: Sıkı ve dar kıyafetler, kan dolaşımını engelleyerek varis riskini artırabilir.

Sonuç

Varis, estetik kaygıların yanı sıra bazı kişiler için yaşam kalitesini düşüren bir durumdur. Varis tanısı günümüzde gelişmiş yöntemlerle kolaylıkla konulabilmektedir. Renkli Doppler Ultrasonografi, en güvenilir tanı yöntemlerinden biridir. Varis tedavisinde ise klasik cerrahi yöntemlerin yerini ameliyatsız tedavi seçenekleri almıştır. Lazer, radyofrekans ve skleroterapi gibi yöntemler, minimal riskler ve kısa iyileşme süreleriyle avantaj sağlar. Varis riskini azaltmak için ise sağlıklı bir yaşam tarzı ve bazı önlemler büyük önem taşır.

Öncesi Sonrası

Hasta Fotoları

Kısa Bilgilendirmeler

RADYOFREKANS (RF) İLE VARİS TEDAVİSİ

Radyofrekans ile varis tedavisi, minimal invaziv bir yöntemdir. Bu yöntemde yüksek frekanslı radyo dalgaları kullanılarak varisli damarın kapatılması sağlanır. İşlem, lokal anestezi altında yapılır ve hastalar genellikle hızlı bir şekilde normal yaşantılarına dönebilir.

LAZER İLE VARİS TEDAVİSİ

Lazer ile varis tedavisi, minimal invaziv bir yöntemdir. Bu yöntemde lazer kullanılarak varisli damarın kapatılması sağlanır. İşlem, lokal anestezi altında yapılır ve hastalar genellikle hızlı bir şekilde normal yaşantılarına dönebilir.

SKLEROTERAPİ

Skleroterapi, ince varis ve kılcal damarların tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Damarların içine sklerozan bir madde enjekte edilerek damarların küçülmesi ve yok olması sağlanır. Bu yöntem estetik amaçlarla da tercih edilen, ağrısız bir tedavi seçeneğidir.

KÖPÜK TEDAVİSİ

Köpük tedavisi, varisli damarların içine özel bir köpük enjekte edilerek damarların büzülmesini sağlar. Diğer tedavi yöntemlerine göre daha geniş yüzey alanlarına uygulanabilir ve sonuçları kısa sürede görünür.

MİNİFLEBEKTOMİ

Miniflebektomi, küçük kesi yöntemleri ile varisli damarların çıkarıldığı cerrahi bir işlemdir. Lokal anestezi altında yapılan bu işlem, varislerin tamamen ortadan kaldırılmasına yardımcı olur ve genellikle iz bırakmaz.

FOTONA LAZER TEDAVİSİ

Fotona lazer, kılcal varis tedavisinde sıklıkla tercih edilen modern bir lazer teknolojisidir. Özellikle yüz, bacak gibi hassas bölgelerde etkili sonuçlar sunar. Bu tedavi yöntemi, damarların içerisindeki kanı hedef alarak var olan kılcal damarları yok eder ve çevredeki dokulara zarar vermeden tedavi sağlar.